ZOI’de gerçekleşen Çiçek – Böcek sergisi, adını Ari Alpert’in aynı adlı linol baskı işinden alarak, gündelik dilde hafif ya da önemsiz görülen kavramların ardındaki derinliklere odaklanan çok katmanlı bir buluşma sunuyor.
Serginin çıkış noktası, Ari Alpert’in Dantelli Editions serisinde yer alan Çiçek Böcek adlı işi. Alpert bu çalışmasında, dantel gibi gündelik ve dekoratif bir nesneyi baskı yüzeyi olarak kullanarak; çiçek ve böcek imgeleri üzerinden kırılganlık, karşıtlık ve karşılıklı bağımlılık kavramlarını görsel bir dile dönüştürüyor. Serginin başlığı da bu yaklaşımdan beslenerek, ‘küçük’ ya da ‘süs’ olarak etiketlenen unsurların aslında hayatın en karmaşık anlatılarını taşıyabileceğini vurguluyor.
Ari Alpert’in linol baskıları, sergide geleneksel grafik diller ile çağdaş görsel kültür arasında kurduğu köprüyle öne çıkıyor. Çiçek ve böcek figürleri, hem estetik hem de kavramsal bir gerilim alanı yaratarak izleyiciyi yüzeyin ötesine bakmaya davet ediyor. Sergi, Alpert’in üretim pratiğinden yola çıkarak diğer sanatçıların işleriyle genişleyen bir diyalog alanı oluşturuyor.
Çiçek – Böcek: Alan’da Buluşma, Alp İşmenMeral ErduranGül Kozacıoğlu ve Samantha Louise Emery’nin çalışmalarıyla; organik ile yapay, dekoratif ile analitik, geçici ile kalıcı arasındaki ilişkileri farklı disiplinler üzerinden görünür kılıyor.
Serginin ev sahibi olan ZOI, çiçek tasarımını mekân, hafıza ve duygu üzerinden okuyan İstanbul merkezli bir floral stüdyo. Kurucusu ve kreatif direktörü Zeynep Yazgan Akıalp liderliğinde ZOI, bu sergide sanat ve botanik pratikleri ortak bir duyusal zeminde buluşturuyor.





link

Sıkıysa Paylaş:

ÇİÇEK – BÖCEK






ÇİÇEK – BÖCEK ALAN’da BULUŞMA ZOI 14 Aralık 2025 - 15 Ocak 2026





ZOI is a floral studio based in Istanbul, founded and directed by Zeynep Yazgan Akıalp. The studio approaches floral design not as decoration but as a living, narrative practice — transforming space, atmosphere, and human experience through plants and natural materials. Each composition is shaped with sensitivity to context, memory, and emotional resonance, inviting viewers to experience nature as a subtle, poetic collaborator. At ZOI, flowers become living agents that gently alter perception, creating spaces of reflection, intimacy, and presence. Zeynep Yazgan Akıalp With a professional background in human resources, marketing, and management, Zeynep Yazgan Akıalp brings a human-centered, experience-driven perspective to floral design. After years working in both corporate and creative environments, she founded ZOI as a platform where floral design becomes storytelling. Her practice is rooted in sensitivity to botanical form, texture, and atmosphere, transforming flowers into spatial and emotional experiences that reveal nature’s quiet intelligence. Gökhan Karakuş Gökhan Karakuş is an Istanbul- and New York–based designer, curator, architectural historian, critic, theorist, and educator. His work spans architectural history and theory, stone and material design, biophilic and digital design, environmental graphic design, and the study of indigenous and contemporary design traditions. He has curated exhibitions in Turkey and internationally, focusing on locality, material culture, and the relationship between art, architecture, and public space. In Çiçek Böcek, his long-standing interest in natural materials, spatial meaning, and sensory experience resonates with ZOI’s botanical sensibility, creating a shared ground where nature, design, and art converge. Curatorial Statement: Çiçek Böcek The title of this gathering, Çiçek Böcek, is intentionally dualistic. In everyday Turkish parlance, the phrase is often used dismissively to denote something trivial or sentimental — “flowers and bugs” as non-serious subjects. This exhibition challenges that assumption, proposing instead that what is considered light or decorative often carries profound truths. By focusing on the Flower (Çiçek) and the Bug (Böcek), the artists explore complex and interdependent systems that shape our world. In their work, the delicate becomes architectural, the small becomes monumental, and the seemingly trivial reveals intricate layers of meaning. Duality and Interdependence The gathering highlights the tension between the organic and the engineered, the soft and the mechanical, the decorative and the analytical. Alp İşmen and Ari Alpert pursue this duality through printmaking. İşmen’s intricate line drawings reveal mechanical architectures beneath botanical forms, while Alpert’s bold linocuts — often printed on doilies in his Dantelli Editions — merge folk-art aesthetics with contemporary visual critique.





Ari Alpert A multidisciplinary artist working primarily in linocut and relief printmaking. His work often incorporates graphic traditions, folk imagery, and symbolic motifs. In series such as Dantelli Editions, he prints linocuts onto decorative domestic materials like doilies, exploring intersections between tradition, ornament, and contemporary visual culture. Website: arialpert.com





Alp İşmen An artist whose practice includes drawing, printmaking, painting, and photography. His detailed line work explores biological and mechanical structures, revealing hidden architectures within natural forms and challenging assumptions about organic complexity. Gülden Bostancı Gallery





Gül Kozacıoğlu Gül Kozacıoğlu (born 1976, Ankara) is a conceptual and multimedia artist raised in Copenhagen. She holds a BA in Philosophy from Boğaziçi University and studied Philosophy of Design at the Faculty of Architecture at Middle East Technical University (ODTÜ). Working across photography, video, installation, performance, poetry, and sound, Kozacıoğlu investigates socially relevant themes such as consciousness, censorship, environmental and global crises. Her practice often merges surreal or semi-fantastic imagery with interactive elements, inviting viewers into immersive, reflective spaces. Website: gulkozacigolu.com





ZOI, İstanbul merkezli bir floral stüdyodur; kurucusu ve kreatif direktörü Zeynep Yazgan Akıalp’tir. Stüdyo, çiçek tasarımını bir süsleme unsurundan öte, mekânı, atmosferi ve insan deneyimini dönüştüren yaşayan bir anlatı pratiği olarak ele alır. Her düzenleme; bağlam, hafıza ve duygusal etki üzerine düşünülerek şekillenir ve izleyiciyi doğayı incelikli, şiirsel bir ortak olarak deneyimlemeye davet eder. ZOI’de çiçekler, algıyı nazikçe dönüştüren, dinginlik ve varlık hissi yaratan canlı unsurlara dönüşür.





Zeynep Yazgan Akıalp İnsan kaynakları, pazarlama ve yönetim alanlarındaki profesyonel geçmişiyle Zeynep Yazgan Akıalp, çiçek tasarımına insan-odaklı ve deneyim temelli bir bakış getirir. Kurumsal ve yaratıcı ortamlardaki deneyimlerinin ardından, çiçek tasarımını hikâyeleştiren bir zemin olarak ZOI’yi kurmuştur. Bitkisel form, doku ve atmosferle kurduğu hassas ilişki sayesinde, çiçekleri mekânsal ve duygusal deneyimlere dönüştürür ve doğanın sessiz zekâsını görünür kılar.





Gökhan Karakuş İstanbul ve New York merkezli tasarımcı, küratör, mimarlık tarihçisi, eleştirmen, teorisyen ve eğitimcidir. Çalışmaları taş tasarımı, dijital ve biyofilik tasarım, çevresel grafik tasarım, yerel-modern tasarım gelenekleri ve mimarlık tarihinin farklı alanlarına uzanır. Türkiye’de ve uluslararası platformlarda sergiler düzenlemiş; yerellik, maddi kültür ve sanat-mimarlık ilişkisi üzerine odaklanmıştır. Çiçek Böcek bağlamında, doğal malzemeler, mekânsal anlam ve duyusal deneyim üzerine olan ilgisi, ZOI’nin botanik yaklaşımıyla ortak bir zemin yaratır.





Küratoryal Metin: Çiçek Böcek Bu buluşmanın başlığı olan Çiçek Böcek, bilinçli bir ikilik taşır. Günlük Türkçede bu ifade çoğu zaman küçümseyici bir şekilde “hafif”, “duygusal” veya “önemsiz” konular için kullanılır. Bu sergi ise tam tersini savunur: Hafif görünen, dekoratif sayılan unsurların aslında en derin gerçeklikleri taşıdığını öne sürer. Çiçek ve Böcek odağı üzerinden sanatçılar, dünyamızı oluşturan karmaşık ve birbirine bağlı sistemleri araştırır. Sanat eserlerinde nazik olan mimariye; küçük olan anıtsala; yüzeysel sayılan ise karmaşıklığı açıklayan bir merceğe dönüşür. İkilik ve Karşılıklı BağımlılıkBuluşma, organik olan ile yapay olan, yumuşak ile mekanik olan, dekoratif ile analitik olan arasındaki gerilimi görünür kılar.





Alp İşmen ve Ari Alpert, baskı teknikleri üzerinden bu karşıtlıkları inceler. İşmen’in ince çizimleri, bitkisel formların altında gizli mekanik mimarileri ortaya çıkarırken; Alpert’in Dantelli Editions serisindeki linol baskıları, geleneksel ve çağdaş estetikleri bir araya getirir. Meral Erduran’ın yoğun dokulu akrilik çalışmaları ve Gül Kozacıoğlu’nun anıtsal Diasc fotoğraf serisi, bu diyaloğu duyusal deneyim ve doğanın döngüleri alanına taşır. Kozacıoğlu çiçeğin dramatik geçiciliğini yakalarken, Erduran organik kaosu kontrollü dokunsal yüzeylere dönüştürür. İnsan Hâli Çiçek ve böcek ikilisi, insan deneyimini temsil eden güçlü bir metafora dönüşür: geçici güzellik, göz ardı edilen karmaşıklıkla yan yana durur. Samantha Louise Emery’nin ince işlenmiş nakış ve boncuklu portreleri, insan figürünü yoğun botanik ortamlara yerleştirerek duygusal manzaralarımızın çevremizdeki ekosistemlerle nasıl akraba olduğunu gösterir. Derine Bakmaya Davet Çiçek Böcek, başlığının yüzeysel çağrışımlarını aşarak izleyiciyi daha derin bir bakışa çağırır. Yaşam döngüleri, duyusal dünyalar, teknolojik benzerlikler, duygusal coğrafyalar — hepsi çiçeklerin ve böceklerin diliyle yazılmıştır. Bu sergi, kolayca gözden kaçırdıklarımızı yeniden değerlendirmeye, yavaşlamaya ve düşünmeye davet eder. Küçük ve kırılgan olanın içinde, yaşamın ve insan olmanın en karmaşık gerçeklikleri saklıdır.





Meral Erduran Akrilik boya, akrilik mürekkep, kumaş ve kolaj tekniklerini bir araya getirerek çok katmanlı ve dokunsal kompozisyonlar üreten çağdaş bir sanatçıdır. Çalışmalarında sıkça yer alan spiral formlar; ölçek ve düzen açısından zamanla evrilir ve enerji, form ve dönüşüm üzerine süregelen araştırmasını yansıtır. Işıklı yüzeyler ve light-box formatlarıyla da çalışarak görsel dilini çok boyutlu bir yapıya taşır.





Samantha Louise Emery Nakış ve boncuk işçiliğini portre sanatıyla birleştiren detaylı çalışmalarıyla tanınır. İnsan figürünü yoğun botanik ve sembolik ortamlarda konumlandırarak kimlik, hafıza ve duygusal deneyimin çok katmanlı yapısını araştırır.





Ari Alpert Ağırlıklı olarak linol ve rölyef baskı teknikleriyle çalışan disiplinlerarası bir sanatçıdır. Grafik gelenekler, halk sanatı imgeleri ve tekrar eden sembolik motifler çalışmalarının merkezindedir. Dantelli Editions gibi serilerinde linol baskılarını dantel gibi dekoratif yüzeylere uygulayarak gelenek ve çağdaş görsel dilin buluştuğu alanları araştırır.





Alp İşmen Çizim, baskı, resim ve fotoğraf alanlarında üretim yapan bir sanatçıdır. İnce çizgisel detaylarla biyolojik ve mekanik yapıları inceleyen çalışmaları, doğal yüzeylerin altındaki gizli mimarileri görünür kılarak organik dünyanın karmaşıklığını sorgular.





Gül Kozacıoğlu Gül Kozacıoğlu (1976, Ankara doğumlu), çocukluğunu Kopenhag’da geçirmiş kavramsal ve disiplinlerarası bir sanatçıdır. Boğaziçi Üniversitesi’nde Felsefe lisansını tamamlamış; Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde Tasarım Felsefesi üzerine çalışmıştır. Fotoğraf, video, enstalasyon, performans, şiir ve ses gibi çeşitli mecralarda üreten Kozacıoğlu’nun pratiği; bilinç, sansür, çevresel krizler ve küresel toplumsal meseleler gibi güncel temaları ele alır. Çalışmaları çoğu zaman gerçeküstü ya da yarı-fantastik imgeleri interaktif unsurlarla birleştirerek izleyiciyi sürükleyici, düşünsel alanlara davet eder.









1975 yılında Manhattan’da dünyaya geldi. Çocukluk yıllarını New
York, Londra ve İstanbul’da geçirdikten sonra Boston Museum School of Fine Arts
Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar eğitimi aldı. Fotoğraf, seramik, heykel ve
mücevher tasarımı üzerine çalıştı. İlerleyen dönemde gravür, oyma, litografi ve
baskı üzerine yoğunlaşarak comatex
ve linoleum gibi malzemelere yöneldi.





2000 yılında Türkiye’ye yerleştiğinde bir serigrafi baskı atölyesi
kurdu. OBEY fenomeninden yola çıkan Osman adlı kolektif sanat hareketine
öncülük ederek İstanbul’un güncel sanat yaşamına yepyeni mecra ve yaklaşımlarla
farklı bir dinamizm kazandırdı. İstanbul’dan Berlin’e, Kopenhag’dan Miami’ye
müzik ve sanatı bir araya getiren happening’lerin merkezinde yer aldı.





İlerleyen yıllarda stencil ve gravür eğitim atölyeleri düzenleyerek tecrübelerini geleceğin
sanatçılarıyla paylaştı. Baskı, stencil, gravür ve duvar resmi çalışmalarıyla İstanbul’dan
Bombay’a, New York’tan İbiza’ya Türkiye’de ve yurtdışında pek çok sergi, müze,
bienal ve sanatsal projeye katkıda bulundu.









Ari Alpert - Sanatçı Metni





Gravür, oyma, litografi ve baskı üzerine yoğunlaşan Ari Alpert, karışık teknikle üretilen ana imgeyi baskı yoluyla çoğaltma fikrinden güç alıyor. Köklerini pop-art’tan ve sokak sanatından alan bu demokratik, kolektif ve isyankar yaklaşım Alpert’in sanatçı kimliğinin çekirdeğini oluşturuyor. Alpert, sanatçının ilahlaştığı ve imgenin mesajı dikte ettiği kurumsallaşmış sanatsal geleneğin aksine imgenin özgürleştiği ve kendi hikayesini yarattığı bir yol izliyor. Baskı yolu ile farklı müdahalelerle manuel olarak çoğaltılabilen bu çalışma biçiminde sanatçı anonimleşirken eserin kendisi her geçen gün yeni anlamlar kazanıyor. Çağdaş yaşamın özündeki kaosu mercek altına alan sanatçı, insan doğasındaki çatışmayı zaman zaman mizahtan güç alan, dinamik ve kendine özgü bir görsellikle ortaya koyuyor.






















Sıkıysa Paylaş:

Çok Yönlü Annem_ Sanat Okur Makale- Ari Alpert


Makaleye Okumak için:




Video yu izlemek icin




Ari Sarkis Alpert’in “Çok Yönlü Annem” Adlı Eseri Beyrut’ta





İstanbul ve New York arasında yetişmiş; Türk, Amerikalı, Ermeni ve Yahudi kökenleri bir arada taşıyan multidisipliner görsel sanatçı ve baskı resimci Ari Sarkis Alpert, kişisel hafızayı görsel anlatıya dönüştüren yeni serigrafi çalışmasını Beyrut’ta izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor. Sanatçının Çok Yönlü Annem başlıklı yeni eseri, 29 Kasım’da Lübnan’ın Beyrut kentinde SoukSawda’nın Cliché in Sipetkinliği kapsamında ilk kez izleyiciyle buluşuyor.





Sanatçının klasik baskı resim teknikleri ile artırılmış gerçeklik (AR) katmanlarını bir araya getirdiği bu yeni çalışma, tarandığında animasyona dönüşerek kendi hikâyesini anlatmayı sürdüren hibrit bir yapıya sahip. Çok Yönlü Annem, 1980’lerde Londra’da oryantal dans yapan sanatçının annesinin çok yönlülüğünden, direncinden ve görünmeyen emeğinden ilham alıyor. Eser, kişisel bir hafızayı kolektif bir belleğe dönüştürürken aynı zamanda tarih boyunca göz ardı edilmiş bir sanat formuna saygı duruşu niteliği taşıyor.





Etkinlik kapsamında sanatçı, yeni çalışmasının yaratım sürecini ziyaretçilerle paylaşacak ve canlı serigrafi baskı performansı gerçekleştirecek.Sanat Okur











Sıkıysa Paylaş:

A Cat Compound in Cihangir/ Cihangir’de Bir Kedi Yerleşkesi


SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Cihangir’de Bir Kedi Yerleşkesi
Bu güzel illüstre edilmiş kitap, Cihangir’de mahalle sakinleri tarafından sokak kedileri için kurulmuş bir “kedi yerleşkesinde” yaşayan bir kedi kolonisini keşfe çıkan iki ziyaretçiyi takip ediyor. Audrey Hepburn’e benzer bir zarafete sahip, havalı ve sakin genç bir anne kedi, onun üç yavrusu ve günleri akıp giderken onlara eşlik eden sokak görgüsüne sahip arkadaşlarıyla tanışacaksınız. Hikâyedeki bir dönemeç, ziyaretçilerin şehrin Kısırlaştır–Yakala–Geri Bırak (TNR) programını ve bu programın arkasındaki gönüllüleri keşfetmesine yol açıyor.
Kitabın kalbinde kediler olsa da, okurları aynı zamanda Cihangir’in sokaklarına, seslerine, ritimlerine ve atmosferine de tamamen daldırıyor. Ziyaretçilerin kedilerle, insanlarla ve çevredeki mahalle mekânlarıyla günlük karşılaşmalarını takip ediyor. Sıradan, gerçek hayattaki bir akışla, gerçekten güzel ve olağanüstü olanı ortaya çıkarıyor.

A Cat Compound in Cihangir adlı kitabında yazar ve çizer Samantha Mautner, Ari Alpert’in ikonik sokak kedisi graffitilerini—o sokak görgülü, büyük artı şeklinde gözlü figürleri—çizgi romanının görsel dünyasına ustalıkla yerleştiriyor. Alpert’in duvarlarda beliren kedileri kitapta da karşımıza çıkarak hikâyeye Cihangir’in gerçek ruhunu katıyor. Kitap, iki ziyaretçinin bir sokak kedi kolonisini keşfedişini takip ederken; zarif genç bir anne kedi, üç yavrusu ve şehrin Kısırlaştır–Yakala–Geri Bırak (TNR) gönüllüleriyle tanışmamızı sağlıyor. Kediler hikâyenin merkezinde olsa da, Alpert’in kendine özgü sokak sanatı Cihangir’in ritmini, dokusunu ve sakin güzelliğini sayfalara taşıyor.

Türkiye’ye gönderilen tüm siparişlerin gelirleri, İstanbul’daki TNR (Kısırlaştır-Bırak-Geri Dön) programını destekleyen gönüllü gruplara tamamen bağışlanacaktır. Teşekkür ederiz!
A Cat Compound in Cihangir


A Cat Compound in Cihangir
This beautifully illustrated book follows two visitors discovering a colony of street cats living in a “cat compound”in Cihangir, built for them by their human neighbors. You’ll meet a cool, laid-back young mother cat with Audrey Hepburn–like elegance, her three kittens, and a circle of streetwise companions as their days unfold; a twist leads the visitors to discover the city’s Trap-Neuter-Return (TNR) program and the volunteers behind it.While the cats are at the heart of the story, the book also immerses readers in Cihangir’s streets, sounds, rhythms, and atmosphere. It follows the visitors’ daily encounters with the cats, the people, and the neighborhood places around them. In an ordinary, real-life pace, it reveals what is truly beautiful and extraordinary.​​

In A Cat Compound in Cihangir, writer and illustrator Samantha Mautner weaves Ari Alpert’s iconic graffiti cats—those street-wise figures with their huge, cross-shaped eyes—directly into the visual world of her comic. His murals appear throughout the pages just as they do in Cihangir, giving the story its authentic neighborhood spirit. The book follows two visitors discovering a street-cat colony and, along the way, introduces readers to a graceful young mother cat, her three kittens, and the city’s Trap–Neuter–Return (TNR) volunteers. While the cats shape the narrative, Alpert’s distinctive street art enriches the atmosphere, capturing the real rhythms, textures, and quiet beauty of Cihangir.










Sıkıysa Paylaş:

My Multitasking Mother – Ari Sarkis Alpert – Screenprint




**Ari Sarkis Alpert — 
My Multitasking Mother

Screenprint & AR Work Debuting in Beirut, 29 November**
Multidisciplinary visual artist and printmaker Ari Sarkis Alpert, who grew up between Istanbul and New York and whose family roots extend into Turkish, American, Armenian, and Jewish cultural histories, presents a new work that merges lived memory with contemporary printmaking: “My Multitasking Mother.”
The work will premiere on 29 November in Beirut, Lebanon, at SoukSawda’s “Cliché in Sip” event, where Alpert will also conduct an extended live printing performance. Representing Turkey as the sole participating artist from the country, Alpert brings a personal yet cross-cultural narrative to a city where memory, loss, and resilience are in constant dialogue.

About the Work

“My Multitasking Mother” is a hybrid print combining traditional serigraphy with an augmented reality (AR) layer. When viewed through a mobile device, the static print animates—unfolding a visual narrative that extends beyond the frame.
The piece centers on Alpert’s mother, who performed as an oriental dancer in 1980s London, surviving and thriving through multidirectional roles: performer, immigrant, teacher, costume-maker, and mother. The work becomes both a tribute and a reconstruction of a lived archive—where personal memory transitions into collective cultural document.

Conceptual Framework

Alpert’s practice frequently focuses on lived memory, diaspora identity, matrilineal storytelling, and the tension between visibility and erasure. The print revives a historically overlooked art form—screenprinting—as a site for technological expansion and emotional resonance.
In “My Multitasking Mother,” the AR component acts not as an embellishment, but as a conceptual extension: the unseen labor, rhythms, and resilience of a woman who moved across cultures and expectations.


Beirut Context & Cultural Presence

Presenting this work in Beirut, amid a time of regional political strain and the realities of war, carries an added layer of meaning for Alpert. The artist describes his participation as:
“a gesture of cultural solidarity—an insistence that memory, art-making, and storytelling continue across borders.”

His presence as the only artist representing Turkey amplifies the transnational spirit of the project, situating it between personal heritage and shared regional histories.

Event Program

Live Printing: 12:00 – 18:00
Artist Talks: 19:00 – 21:00




Sıkıysa Paylaş:

Children Animation Book by Samantha Mautner featuring iCat/ CatHunter and my iCat street art


This beautifully illustrated book follows two visitors discovering a colony of street cats living in a “cat compound”in Cihangir, built for them by their human neighbors. You’ll meet a cool, laid-back young mother cat with Audrey Hepburn–like elegance, her three kittens, and a circle of streetwise companions as their days unfold; a twist leads the visitors to discover the city’s Trap-Neuter-Return (TNR) program and the volunteers behind it.While the cats are at the heart of the story, the book also immerses readers in Cihangir’s streets, sounds, rhythms, and atmosphere. It follows the visitors’ daily encounters with the cats, the people, and the neighborhood places around them. In an ordinary, real-life pace, it reveals what is truly beautiful and extraordinary.​​


Donation Program | Bağış Programı

All proceeds from orders shipped to Turkey will be fully donated to our partner volunteer groups supporting Istanbul’s TNR (Trap-Neuter-Return) program. Thank you!
Türkiye’ye gönderilen tüm siparişlerin gelirleri, İstanbul’daki TNR (Kısırlaştır-Bırak-Geri Dön) programını destekleyen gönüllü gruplara tamamen bağışlanacaktır. Teşekkür ederiz!





Sıkıysa Paylaş:

My Multitasking Mother – Screen print 2025


Beirut - Lebanon





“Çok Yönlü Annem” – Ari Sarkis Alpert

‘Çok Yönlü Annem’ adlı baskımın arkasındaki fikir şöyleydi: 80’lerde Londra’da yaşarken annem orada oryantal (göbek dansı) yapardı. Dans ederken aslında oldukça ünlü hale gelmişti, çünkü ona kostüm dikmeyi ve dans etmeyi öğreten ünlü bir dansöz, Prenses Banu tarafından yetiştirilmiştir.

Bir gün okuldan sonra beni yanına aldı. Erken yatmamı söyledi, sonra gece geç bir saatte beni uyandırıp dans ettiği kulübe, Gallipoli’ye götürdü. O gece beş ya da altı farklı performans sergiledi. Sahne adı Aysel’di. Önce zillerle (parmak zilleriyle) dans ederdi, sonra bastonla. Ardından, karnının üstüne küçük bir mumluk koyar, içinde yanan bir mumla dizlerinin üstüne çöker ve karnını kullanarak o mumu göğsüne kadar yükseltirdi.

Tüm bu performansları yapardı ve ben annemin yeteneğine inanılmaz hayran kalırdım. O zamanlar oryantal dans bir sanat formu olarak kabul edilmiyordu, bu yüzden annem yıllarca bunu gizli tuttu. Ama ben annemle gurur duyuyorum. İki çocuğunu tek başına büyüttü ve geceleri çalışarak bize bakabilmek için elinden geleni yaptı. Bu baskıyı yapıyor olmaktan gurur duyuyorum.

The whole concept behind my print called ' My Multitasking Mother' was. Back in the 80s when we used to live in London. My mother used to belly dance there. When she belly danced she became actually pretty famous because she was brought up by a famous belly dancer called Princess Banu who taught her how to sew costumes and how to dance. One day, she took me after school. She made me to go to bed early and then she woke me up late at night to take me to the the club that she used to play dancing called Gallipoli. She would do five or six different performances. Her her stage name was Aysel. At first she'd used the finger symbols. Then she'd use the cane. After that she would place a candle holder with a lite candle on her belly ,then go on her knees and bring it all the way up to her chest by using her stomach. So she would do all these performance and I was very very amazed to see how talented my mother was. Back in the days belly dancing was not accepted as an art form , so my mom has kept it under the rug for years, but I'm proud with my mother, She raised two kids by herself while working at night to provide for her kids. I'm proud that we're doing this print.












https://youtube.com/shorts/2gNWR0BxMms?feature=share

Sıkıysa Paylaş:

GOODBYE CANIM KIZIN, SENİNLE COK GUZEL BİR 14 SENE GECİREDİK. GULDURUDUN, SALYALARINI UZERİME AKITTIN, MİSAFİRLERİMİ OZEL İLGİ GOSTERDİN, RAHAT BIRAKMADIN. OUT OF MY CATS YOU WHERE REALLY THE VERY SPECIAL ONE WİTH A SPECIAL CHARACTER. I LOVE YOU 50/50. YOU ARE NOT IN PAIN ANYMORE EVEN THOUGH YOU DID YOUR BEST TO HANG IN THERE. I WILL LOVE YOU AND KEEP YOU IN MY HEART FOREVER. CANIM KIZIM. BABAN. ARİ XXX


https://youtube.com/shorts/l_Z1YA2BvG8?si=zPlogiYBO00TPVJQ
video by CatHunter






























2017




Gun aksam gec saate vet aradı, sabah a kalmayabılır. aksam gitiim vedalaştım. Sabah vefat etti…Canım kızım:(


Sıkıysa Paylaş: